Reklam

Düzen : “Faturasını millet ödüyor”

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, iktidarın ekonomi politikasını sert bir dille eleştirdi. Düzen, “İktidar başarısızlıkları başkasına yüklemekte, başarıyı da kendi aldıkları kararlarda görmektedir. Bunun zararı ve faturasını ise millet ödemektedir”dedi.

Düzen : “Faturasını millet ödüyor”

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, iktidarın ekonomi politikasını sert bir dille eleştirdi. Düzen, “İktidar başarısızlıkları başkasına yüklemekte, başarıyı da kendi aldıkları kararlarda görmektedir. Bunun zararı ve faturasını ise millet ödemektedir”dedi.

Düzen : “Faturasını millet ödüyor”
24 Aralık 2021 - 10:53

Saadet Partisi İl Başkanı Ramazan Düzen, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Düzen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz gün açıkladığı dövize endeksli TL mevduatı sistemine ilişkin, "Ne yazık ki iktidar hala başarısızlıkları başkasına yüklemekte, başarıyı da kendi aldıkları kararlarda görmektedirler. Ama zararı ve faturasını millet ödemektedir. Kârdan menfaatleri varsa onları endişeye sevk edebiliyor. Dövizdeki durum ortada normal bir gidişat yok. Yüzde 60'lık bir dalgalanmayı hiçbir ekonomi kaldıramaz. Daha düne kadar Nass var denildi, şimdi yüksek kurun adına faiz koymayıp destek dediler ama paradan para kazanmayı insanlara vermek neyle izah edilebilir. Faizin adını değiştirmekle bunun hükmü değişmez" dedi. 


Saadet Partisi İl Başkanı Ramazan Düzen, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bugünlerde gittiğimiz ilçeler, şehirler değişiyor ama öncelikli konular hiç değişmiyor; hayat pahalılığı, işsizlik, yüksek enflasyon, geçim sıkıntısı ve daha da üzüntü vericisi öngörülemezlik. İnşallah Saadet Partisi iktidarında bu öngörülemez günleri birlikte aşacağız. Türkiye'nin sağlıklı, kararlı ve kendinden emin bir şekilde yola devam edeceği günleri birlikte tesis edeceğiz. Bugün zam mı yapılacak? döviz ne olacak? yatırımlar hangi hale gelecek? işsizliğin çözülmesi konusunda hangi kararlar alınacak? maalesef kimse bilmiyor. 20 yıl sonra dönüp dolaşıp geldiğimiz noktada 2001kriz günlerinin ve aynı gündemlerin adeta 2021 yılında tekerrür ettiğine şahit oluyoruz.


İktidar kanadının yaptığı her açıklama ve aldığı her karar sonrasında herkes birbirine şaşkınlıkla şu iki soruyu soruyor. E, ne oldu ve arkasından da tamam da ne olacak şimdi? İktidarın politika ve karar değişiklikleri arasındaki açı farkı hep 180 derece. Ne hikmetse ülkemizde ne kadar problem ve eksiklik varsa bu, ya muhalefetin ya da dış güçlerin suçu. Kendileri çok masumlar ve başarılar ise sadece kendilerine ait. 


Ne hikmetse ülkemizde ne kadar problem ve eksiklik varsa  ya muhalefetin ya da dış güçlerin suçu. Kendileri çok masumlar ve başarılar ise sadece kendilerine ait. Erdoğan rezervler yükselirken, ‘Ben Başbakan'dım, benim dönemimde bu başarıyı yakaladık. Ama erirken ben yoktum, Cumhurbaşkanı’ydım’ diyor. Buna iyi espri mi desek kötü espri mi desek bilemiyorum.


Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildiğinde dolar 2,15’di. Başkanlık sistemine geçtiğimizde dolar 4,60 kuruştu. Hangi rakama göre başarıyı belirleyelim, siz karar verin? 2014 öncesi mi? 2014-2018 arası mı? 2018 sonrası mı? 2020 mi? yoksa şu 3-4 günlük dönem mi? Ne yazık ki iktidar başarısızlıkları başkalarına yüklemekte, başarıyı da sadece kendi aldıkları kararlarda görmektedir ama zararı ve faturayı daima millete ödetmektedir. 


Daha düne kadar faiz düşecek, nass var denildi, talimatlarla faiz indirildi. Şimdi yüksek kur farkını bahane ederek adını faiz koymayıp destek diye isimlendirerek paradan para kazanma imkânını vermek ne ile izah edilebilir? Hani nass vardı? Birileri dolar yükselirken de düşerken de kâr ederken; milletimiz hem yükselirken hem düşerken zarar etmeye devam ediyor. Bütün yanlışları bir kenara koyarsak en büyük kötülük; maalesef milletin psikolojisinin, dengesinin bozulmasıdır. Şu açık şekilde görülüyor ki bu kararları alanlar ve bu kararların alınacağından haberdar olan bir avuç insan, kâr ediyor. Bu korkunç bir şey. Maalesef ‘azdan az, çoktan çok gider’ sözü değişerek ‘çoka çok gelir, azdan çok gider’ şekline dönmüştür.  Bugünkü mantık budur. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan anlayıştır bu. 


Şimdi soruyorum kendilerine Nass ne oldu? Bu devlet destekli çifte faizin hükmü nedir? Bu ülkeyi yönetenlerin bu sorunun cevabını vermelerini istiyorum. Bu açıklanan model başarılı olmazsa; ortaya çıkacak mağduriyeti kim ödeyecek? Zenginin parası garanti altına alınıyor, kârı teminat altına alınıyor ama bu; milletten alınan vergilerinden karşılanacak. Sürekli fakirden zengine kaynak aktarması yapılıyor, buna nasıl teşebbüs ediyorsunuz anlayamıyorum.”
 

Bu haber 561 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum