Kemal Kara Aksu’da, vatandaşların büyük kısmının  üreticilikle uğraştığının altını  çizerek, “ Aksu’lu domates üreticilerimizürünlerinin para etmediği konusun da şikayetleri var. Ürünü yetiştirmesi noktasında eli nasırlı üreticilerimizin girdi fiyatlarından çok mağdur olduklarınıgözlemliyoruz. Aksu’da birçok zirai bayi var. Üreticilerimizin, zirai bayilerin sattığı ürünlerin  fiyatlarından dolayı  mağdur olduklarını gözlemliyoruz. Girdi fiyatı demek, direkt  işçilik, mal ve hizmet üretimine bağlı genel unsurların maliyetidir. Bunun yanında20 sene önce domates fiyatı 2 TL’yse  şuanda fiyatı yine aynı 2 TL civarı. Girdi fiyatları arasında bağlantı kuracak olursak yüzde bin oranında artmış. Gıda ürünlerinin fiyatlarına yapılan denetimler, tarımda üreticilerin kullandığı ürünlere de yapılmalı. Kömüründen tutunda, gübresinden, fidesindentohumundan  hepsinin fiyatı denetlenmeli, değerin de satılmalı. Yetkilileri bu konuda denetim yapmaya davet ediyorum. Yöneticiler girdi fiyatlarının bu yüksek olmasının sebebini ve satılan ürünlerin maliyetinin neye göre belirlendiğini açıklamalı. ”şeklinde konuştu.


GİRDİ MALİYETİ PAHALIYA MAL OLUYOR


Girdi maliyetlerinin çok arttığını ifade eden Kemal Kara, “Ben kendim de üreticilik yapıyorum. Dolar 8.5 TL’yken aldığımız bir ürün, şuan dolar 7.5 TL olduğu halde biz tarım  üreticilerinin  aldığı ürünlerde bir ucuzlama olmuyor. Dolar düştüğü zaman vakit, üretici alışveriş  yaptığın da satış noktaları şimdi de zam geldi diyorlar. Tarım girdi tedarikçileri her türlü  ürünlerini zamlı satıyorlar ve kendilerini haklı çıkıyorlar. Tarım tedarikçilerinin kesinlikle denetlenmesi gerekiyor. Geçen yıl domates maliyetleri  1.5 TL  iken bu yıl 2.5 TL oldu. Girdi fiyatları çok arttı. Üreticinin maliyeti artmasına rağmen domates fiyatları aynı.25 TL’ye aldığım gübrenin poşeti şuan 160 TL oldu. Gübreyi 25 TL’ye aldığım zamanlarda  domatesin kilosunu 2 TL’den satıyorum. Şimdi de domatesin kilosunu 2 TL’den satıyoruz. Bu  yaşanan durumu istatistiklerde gösteriyor.Yetkililerin girdi fiyatlarını denetlemeden, gıda fiyatlarını denetlemelerinin hiçbir anlamı yok.Üreticiye girdi maliyetleri çok pahalıya mal oluyor.” İfadelerini kullandı.
 

İÇ PAZAR GENİŞLETİLMELİ


Kemal Kara konuşmasını şöyle sürdürdü: “Büyük zincir marketlerde ürünün satılabilen kısmı satılıyor, satılamayan kısmı çöpe gidiyor bu sebepten ötürü de alıcılar ürünleri yüksek fiyata alıyor. Hâlbuki ki tarım üreticisi  girdi fiyatları çok yüksek olduğu için para kazanamıyor. Türkiye’de zincir marketler yokken ürünlerin satılmayan kısmını pazarcılar pazara getirirdi. Akşama doğru da ürünlerde ucuzlama olurdu. Yaş sebze ve meyve de stok yapamazsınız. Ürünü zamanın da toplayıp pazarlamak gerekiyor. Bunun gerçekleşmesi için de ülkemizin daha geniş pazarlara sahip olması gerekir. Antalya zaten tarımın başkenti, Aksu’da tarımın en çok yapıldığı ilçelerin başında geliyor. Tarımsektörüne,pandemi tedbirleri kapsamın da herhangi bir yasak gelmedi. Üreticilerimiz en kaliteli ürünü yetiştirdi. Fakatülke içi pazarlama konusun da,iç pazar dediğimiz sektörde yer bulmadı.Oteller, lokantalarınkapalı olması ve Rusya’nın ihracat konusun da belli bir kota uygulaması tarım üreticisini sekteye uğratıyor.”


YETKİLİLER GİRDİ FİYATLARINI DENETLEMELİ


Çiftçinin ürettiğinden kar elde edemediğinin altını çizen Kara, “ Fakat tarım ürünlerinin pazarlanması ve girdi fiyatlarının düşürülmesi konusun da yetkililerin gerekeni yapmalı.Biz üreticilerin fazla para kazanmak gibi bir derdi yok.Ama tarım üreticisinin elin de kalan para maliyetin altın da olunca çiftçi üretemez hale geliyor.Ürettiğinden kar elde demeyen çiftçi, yeni yılda tekrar maliyet içerisine girecek ve üretemez hale gelecek.Pandemiden dolayı tarım üreticileri olarak üretiyoruz ama değerin de satamıyoruz. Ürün fazla tüketim az olunca üretici sattıklarından para kazanmıyor. Tarım sektörü bu duruma gelmeden önce pazar oluşturulması gerekir. ”açıklamalarında bulundu.