Kayabaş,” Ekonomik göstergelerin hayal edilemeyecek kadar kötüye gitmesi hemşehrilerimizi zorda bırakmaya devam etmekle birlikte işsiz sayısının çok çok fazla olması işverenlerin de eline koz vermektedir. Bu da İşsiz Sayısının Fazlalığı Köleliğe Zorluyor” dedi.
 
 
Kayabaş, 2020 Kasım ayında başladığımız ekonomik araştırmalar çalışmamız bu ay 12. raporuyla hemşehrilerimize ulaşıyor. Yazmış olduğumuz raporlarda ve bu güzel ülkenin vatandaşları olarak hissedilen ekonomiden payımıza düşenlere baktığımızda görülen tek konu bu 12 ay boyunca fakirliğin daha da derinleştiği gerçeğidir diyerek açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Haziran ayı raporumuzda sanayi siteleri, OSB gibi ticaretin döndüğü noktalarda ham madde, ara madde piyasasında bir doların 9,50 TL olarak kabul edildiğini ifade etmiştik. Bugün geldiğimiz noktada Ekim ayı içerisinde de yapılan Merkez Bankasındaki üst düzey görev değişiklikleri ve politika faizinin 200 baz puan indirilmesi ile dolar 9.80 TL seviyelerine kadar fırladı. Şimdilerde ise 9.70 TL civarlarında dalgalanıyor. Döviz kurunu yükselterek ihracatı arttırmak, sonrasında da bu yolla ülkeye döviz girişini arttırmaya çalışan hükümet, ardından aynı yolla da dövizin düşeceğini ümit etmekle yetiniyor. Oysa; denenen denenmez; ateş yakar, akrep sokar. Bu yolla döviz düşmez. Yalnızca ve yalnızca ülkemiz ucuz pazar hâline gelir. Yeraltı, yerüstü zenginliklerimiz, göz bebeği şirketlerimiz, devletimizin kurum kuruluşları özelleştirme kisvesi altında yok pahasına elimizden kayar gider. Dahası, dolar kurundaki her 1 kuruşluk artışla döviz cinsinden dış borçlarımız 5.000.000 TL artmakta. Dövizin artışı ile girdi maliyetleri, ihracatı ithalata bağlı ülke olmamız sebebiyle ihracat maliyeti, enerji maliyetleri, üretmediğimiz için gıda maliyetleri, aklınıza gelebilecek ne maliyet varsa logaritmik artış göstermekte vatandaşın taşıyamayacağı hâle gelmektedir. Üretici enflasyonuna karışmayan! hükümetin tüketici enflasyonunu baskılamaya çalışması sonucu da üreten daha da zarar etmekte ve her gün gelen yeni iflas haberleri önümüzdeki günlerin daha da zor geçeceğini göstermektedir.
Aslında; aylardır, yazılması ve söylenmesi gerekenleri fazlasıyla yazdık ziyadesiyle söyledik. Devlet, market açmaz fabrika açar. Devlet üretimi destekler, üreticinin girdi maliyetlerini düşürmesi gerekirken tam tersini yapmaz, yani YAPMAMALI.”
 

İŞSİZ SAYISININ FAZLALIĞI KÖLELİĞE ZORLUYOR


Ekonomik göstergelerin kötüye gitmesi işsizlığı arttığını vurgulayan Kayabaş, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ekonomik göstergelerin hayal edilemeyecek kadar kötüye gitmesi hemşehrilerimizi zorda bırakmaya devam etmekle birlikte işsiz sayısının çok çok fazla olması işverenlerin de eline koz vermektedir. Hükümetin boş bıraktığı bu alanda hemşehrilerimiz, iş verenlerin insafına terk edilmiş durumdalar. Geçtiğimiz günlerde bizatihi şahit olduğumuz bir iş görüşmesinde bir iş veren temsilcisi, 4857 sayılı iş kanununda haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğunun açıkça ifade edilmiş olmasına rağmen  haftada 6 gün minimum 60 saat çalışma olacağını, hiçbir resmî tatilde izin olmayacağını ve buradan doğan mesai ücretlerinin de ödenmeyeceğini pervasızca söyleyebilmiştir. İşin daha da acısı söz konusu şitkette bu şartlarda çalışan yüzlerce çalışan olduğunun da pişkinlikle söylenmesiydi belki de. İş kanununa göre ilk 5 yıl için yıllık 14 günden az olmaması gereken yıllık izin ise bu ve pek çok iş yerinde yalnızca 7 gün olarak kullandırılmaktadır. Günlük 16 lira yemek parası teklif edilen söz konusu işin aylık ücreti ise tahmin edebileceğiniz gibi asgarî ücret idi. Şimdi oturup asgarî ücret, çay-simit hesabı yapacak değiliz ancak bu böyle gitmez. Gidemez, gitmemeli. Biz, tarihin en şerefli milletiyiz. Bu şekilde yönetilmeyi hak etmiyoruz.”
 
Gıda Enflasyonu ve Yaşam Maliyetleri Hızla Artmaya Devam ettiğini açıklayan Kayabaş, sözlerini şöyle noktaladı:
“2021 Ekim ayında Antalya’da iki yetişkin ve birisi 15-19 diğeri 4-6 yaşlarında çocuktan meydana gelen 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi adına gerekli gıdalar için harcaması gereken miktar yetişkin erkek için 890,49 TL yetişkin kadın için 753,99 TL, 15-19 yaşındaki çocuk için 961,99 TL ve son olarak 4-6 yaş çocuk için 643,49 TL olarak gerçekleşirken, söz konusu ailenin Ekim 2021 Açlık Sınırı; 3.249,95 TL olarak gerçekleşmiştir.
Aynı dönemde gıda için 3.249,95 TL, giyim için 712,32 TL, konut (kira, elektrik, su, yakıt vb) için 3.383,51 TL, ulaşım için 2.715,71 TL, eğitim için 311,64 TL, sağlık için 341,32 TL ve çeşitli mal ve hizmetler için ödenmesi gereken 148,40 TL ile birlikte 4 kişilik ailenin insanca yaşam şartlarını sağlayabilmesi adına ödemesi gereken miktar olan
Ekim 2021 Yoksulluk Sınırı 10.862,85 TL olarak gerçekleşmiştir.
Araştırmalarımıza göre gıda ve gıda dışı giderler baz alındığı zaman; Şehrimize çalışmak amacıyla gelen ve/ veya yalnız yaşayan bir Vatandaşımızın maliyetlerini ifade eden Ekim 2021 döneminde bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise; 3.964,94 TL olarak hesap edilmiştir.
Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığı olarak Antalya kamuoyunun dikkatine sunarız.”