Samimiyeti ve güler yüzüyle bizi karşıladı, keyifli bir röportaj gerçekletirdik.
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
1979 Aksu’nun İnsaniye köyünde doğdum. 1996 yılında Aksu Öğretmen Lisesinden mezun oldum. Mezuniyetimden sonra 3 yıl Narenciye Araştırma Enstitüsünde çalıştım. Daha sonra 2003 yılın da Meydan Tıp Merkezine başvurdum ve benim serüvenim başladı.2013 yılında Halk Ve İlişkiler Müdürü olarak istifa ettim ikinci iş yerim olan Muratpaşa Tıp Merkezine geçtim. Orada da Halk Ve İlişkiler Müdürü olarak çalıştım. Daha sonra kurulan Likya Hastanesinde Kurumsal Tanıtım Pazarlama Müdürü olarak yaklaşık 1,5 yıl çalıştım. 4 ay önce istifa ettim ve Göz Optik açtım.
Göz Optik planlanan bir iş miydi, ortaya çıkış sürecinden bahseder misiniz?
Gözümüz dünyaya açılan bir pencere. Bu gözdede bir rahatsızlık olabilir, yalnızca rahatsızlık olarak da değil Akdeniz güneşli bir bölge burada sağlıklı gözleri korumak için de güneş gözlüğü kullanmak gerekiyor. Aslından İş hayatına atıldığım günden beri hep kendi işimi kurmak istedim. Bu pazarda patates satmak da olurdu, kuaförlülük de ya da bir araba plazası da olurdu. Benim istediğim biriktirdiğim dostlarımla iç içe onlara faydalı olabileceğim bir iş sektörü hep düşünüyordum.
Bu süreç nasıl geçti, zorlandınız mı?
Göz Optik açılmadan önce eşimle istişareler yaptık. Onunda desteğiyle burayı açmaya karar verdim. Her şey güven duygusuyla başlar. Eşim bana bu kadar güvenmeseydi, ben dostlarıma bu kadar güvenmeseydim şuan Göz Optik olmayabilirdi. Ben hiç para biriktirmedim ama çok dost biriktirdim. Mesela Göz Optiğin açılışını henüz yapmama rağmen dostlarımız arkadaşlarımız geliyor, ziyaretlerde bulunuyor, tebrik edip alışverişlerini yapıyorlar.
Aynı zamanda bir annesiniz ve çalışıyorsunuz bu durumun zorlukları var mı?
Bunun zorluğu bana göre maneviyatta; çocuklarını okula götürememektir, ihtiyaç duyduklarında yanlarında olamamaktır, fiziki olarak onlara sarılamamaktır. Ama diğer türlü bakarsak onların bensiz yaşayacakları hayattaki ilk adımlarında güçtür. Onlara teşviktir aynı zamanda, gururdur. Yarın bir babaları bir yere çalışmaya gittiklerinde bizim annemiz baba sevgisi haricinde bir şey aratmaz düşüncesini oluşturmak. Ben çocuklarımı büyütürken hep onlara “ben sizin zaruri ihtiyaçlarınızı karşılamak için çalışıyorum, bu sizi sevmediğim sizi özlemediğim anlamına gelmez ben sizi daha çok seviyorum daha çok özlüyorum” dedim. Aramızdaki bağ daha kuvvetli daha sevgi dolu.
İş yerinizin lakosyanunu nasıl belirlediniz? Neden Aksu değil?
Ben burada oturuyorum, bütün çalıştığım hastaneler de bu çevrede. Benim işimle ortak bir nokta olduğu için, işimle ilgili tanıdığım çevrem bu bölgede olduğu için burayı tercih ettim. Aksu’ya ulaşımı da çok kolay. Şimdi Aksu’dan benim Hasan Amcam tramvaya binince hemen buraya gelebiliyor.
Ürünlerinizi seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Önceliğimiz kalite ve her ürünlerin faturalı olmasına dikkat ediyoruz. Çünkü büyük markaların bile taklitleri var ve bunu gerçeğinden ayırt etmek çok zor oluyor.
Firmaları belirlerken de; ürünlerinden emin olan, kendi içinde rutin olarak gerekli denetlemelerini yapan markların ürünlerini tercih ediyoruz.
Hem güneş gözlükleri hem de gözlük camlarında kaliteye dikkat ediyoruz. Bizim şuan çalıştığımız 10-15 çeşit marka var ama biz az öz ve en kalitelisi olsun derdindeyiz. Bununla birlikte SGK anlaşmamız var. Seçili ürünlerde indirim uygulanıyor. Göz optiğe gelen her müşteri kendi bütçesine uygun ürün alıp çıkabilir.
Meslektaşlarınızla aranızda bir fiyat rekabeti var mı?
Optiklik, serbest bir piyasadır. O yüzden fiyat farkı ister istemez oluyor. Yakın çevrede aldığınız bir lensi, gözlüğü aynı kalitede aynı özellikte bizde daha uyguna bulabilirler. Bizim derdimiz az kazanalım ama helalinden kazanalım. Tercih edilme sebeplerimizden biri de budur.
Doların artması optik sektörünü nasıl etkiledi, fiyatlara yansıması nedir?
Bizim sektörde cam ve çerçeveler dolar, euro üzerinden alınıyor. Ben önceden aldığım ürünü piyasaya göre dengeli satabilirim ama bir dahaki girişlerde bu fiyatlara yansıyacaktır.
Mağazanızdaki ürünlerin fiyatlarından, kampanyalardan müşterileriniz nasıl haberdar olabilir?
Kendi web sayfamız var bunun yanında aktif kullandığımız sosyal medya hesaplarımızda var. Gelen müşterilere özel indirimlerimiz de oluyor.
Gelecek için planlarınız nelerdir?
Bizim bir tane maskotumuz var. Üzerinde Yiğit yazıyor. Yiğit benim en küçük oğlum, henüz 3 yaşında. Biz onunla birlikte büyümeyi şubeleşmeyi düşünüyoruz. İlk şubemizi de Aksu’ya açmayı düşünüyoruz.
Ulusal ve uluslar arası yapılan optik fuarlarını ve sektörel gelişimleri takip edip katılımlarda bulunuyor musunuz?
Bu tür fuarlarla yakından ilgileniyoruz. Hatta ilk davetiyemiz ‘Sinbo İstanbul’ fuarından geldi. Aralık ayının 13-19 arası İstanbul’a gideceğiz. Biletimiz ayırttık hatta. Geniş kitleli bir fuar olacak, büyük firmalarla tanışma imkanımız olacak. Bütün davetiyelere katılmayı düşünüyoruz.
Göz kusuru olan lensi mi yoksa gözlüğümü daha çok tercih ediyor?
13-20 yaş aralığı lensi 30-60 yaş arası gözlük takar. Ama lense bilinçli olarak değil görsel olarak bakıyorlar. Ben bir sağlıkçı olarak lensi önermiyorum. Genelde bilinçli tüketiciler gözlük takmayı tercih eder.
Çocuk gözlüklerinde kampanyalarınız var mı?
Diğer mağazalar 1 alana 1 bedava yapıyorlar ama zaten ikisinin fiyatını veriyorlar. Bizde öyle olmaz ben sağlıkçı olduğum için kaliteli camlar önerip o zaman indirim uygularım. Cam ve çerçeve fiyatlarını verip yüzde 20, yüzde 30 bir kampanya uygulanır. Bizde göz boyama olmaz. Yalnızca ticari boyutta değil aynı zamanda sağlıklı bir şekilde ilerleyip insanların tercih etmesi benim önceliğim.
Güneş gözlüklerinde bu yılın trendi hakkında neler söylersiniz?
Modayı takip edenler için bu yıl beşgen, altıgen çerçeveli renkli cam gözlüklerini aldılar. Ama bu güneş gözlüklerini seneye göremeyebiliriz. Anlık modayı yaşayanlar için bizde bu hizmeti sunduk.
Bununla birlikte bu yıl, metallerde çerçevesiz gözlükler de moda. Ama vazgeçilmeyen kemikler de var tabi. Yuvarlak gözlükler de tercih ediliyor.
Sizi diğer mağazalardan ayıran temel özellik nedir?
Kesinlikle güler yüz, güler yüz ve güvenilirlik. Bizim yıllardır çalışma prensibimiz budur. İnsanlara güler yüzlü olmak. Ben işe ilk başladığımda bir arkadaş vardı Oya abla derdim. O bana demişti ki “evinizdeki maskeyi iş yerinin kapısından içeri girerken çıkarın, burada bir rol madel alıyorsunuz bu modeliniz de sizin halk ve ilişkileriniz. Her gelen kişiyi yerinize koyarak o kişiyle bütünleşin” o yüzden bende her gelen müşteriyi güler yüzle karşılıyorum buda bir güven doğuyor bu güven samimi arkadaşlığa kadar ilerliyor. Hayattaki her şeyin geçici olduğunu biliyorum. O yüzden günlük hayatta da sürekli gülümseyen biriyim.
Sosyal projelerde de sizi görecek miyiz?
Kesinlikle. Ben Aksuluyum, halkımı çok seviyorum. Aksu benim birinci memleketim onun için önceliğimiz Aksu’da yaşayanlar olacak. Milli eğitimle ortak projeler içinde yer alacağım. Down sendromlu çocuklarımıza, maddi durumu yetersiz olan ihtiyaç sahiplerinin gözlüklerini karşılamak, aynı zamanda muayenelerini de yaptırmak istiyorum. Bu konuda çalışmalarımız olacak. Birçok okul müdürümüzle, milli eğitim şube müdürümüz Hasan Bey’le, kaymakamımızla irtibat halinde olacağız.
Girişimci bir iş kadını olarak çalışmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
Erkeklere oranlara kadılarında girişimci, cesur yürekli olmaları gerekiyor. Aksu küçük ama gelişen bir yer. O yüzden genç kızlarımız kendi iş yerlerini açabilirler. KOSGEB çalışan kadınlara destek veriyor. Gerekli yerlere başvurularını yapıp devlet desteği de alabilirler.
Çalışmak isteyen bütün genç kızlarımız, bayanlarımız hedefler belirleyip cesurca ve korkusuzca adım adım hedeflerine ulaşsınlar. Bunun için gerekli olan eğitimlerini mutlaka alsınlar. Mesela ben de bu yıl üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Optisyenlik okuyacağım. Bunun içinde ailem çok destek oluyor.
Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben Aksuluyum ve Aksu sevdalısıyım. Halkıma sağlıklı hizmet vermek için buradayım. Benim telefonum hep açıktır. Her konuda bana ulaşabilirler
YORUMLAR