Seçim sonrası değerlendirmede bulunan Hasan Subaşı, çıktığı yolun kolay olmadığını bildiğini belirterek, "Hep inandıklarımı söyledim ve uygulamaya çalıştım. Demokrasi ve hukuk güvencesinin dibe vuruşuna ve daha birçok şeye itirazdı benimki. Toplumun ilgi ve destek ifadesi bana yeter görünüyordu. Ama seçimde yine öne çıkmaya başlayan kutuplaşma geleneği de beni kaygılandırıyordu. Cumhurbaşkanının seçim meydanlarına çıkması tuz biber ekti ve uçlar öyle keskinleşti ki herkes bir şeye odaklandı. O da 'Cumhurbaşkanına ders vermek.' Öyle de oldu" diye konuştu,
'Halkta vefa yok, oyunu doğru kullanmaz' sözlerine katılmasının mümkün olmadığını dile getiren Subaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü o vefayı, sevgi ve ilgiyi görmek ayrıca hoşuma da gitti. Çalışmalarım sırasında beni taktir eden, seven çoğu seçmenin Cumhurbaşkanının otoriter bir rejim arayışını reddetmek ilk düşünceleriydi. Haksız da değillerdi. Ben de iktidar kanadından bir miktar DYP'li oyunu alabilirim düşüncesinde yanıldım. Çünkü onlar da liderlerini olduğu kadar kendilerini de korumaya almışlardı. CHP'den kaçan oylar da yine aynı kaygılarla HDP'ye yöneldi. MHP'li memnuniyetsizler ise daha çok kendi partilerinden aday olmam gerektiği düşüncesiyle sitem ediyorlardı."
OYLARIN ÇOĞU İPTAL
Aldığı oylardan çok fazlasının da iptal edildiğini dile getiren Hasan Subaşı, "Bu da seçmenin bağımsız adaya oy kullanma alışkanlığı olmadığını gösteriyordu. Zaten ilk olduğu için doğaldı. Ancak bağımsız aday isimlerinin oy pusulasında adeta görülmemesi için çok küçük punto ile yazılması yine eşitlik ve adalet anlayışımızın bir fiyaskosu olmuştur" dedi.
Subaşı değerlendirmesini şöyle tamamladı:
"Seçimin galibi herkesin bildiği gibi HDP'dir. İktidar, ana muhalefet ve bağımsızlar kaybetmiştir. MHP ise durumu idare etmiş sayılır. Türkiye rüyadan uyandı. Bu güne kadar tek başına ülkeyi yönetmek isteyen Tayyip Erdoğan köşesine çekilmek zorunda.
Partiler için derslerini çalışma zamanı. Hem de çok çalışmaları gerekiyor."
YORUMLAR