Ben seni nerden tanıdım hiç düşündün mü ? O kör gecelerde yolumu aydınlatan gözlerinden tanıdım. Bilirsin ki geceler en iyi göreni bile yanıltır, gizler. İşte ben seni kör gecelerde bile tanırım. Tüm kötülüklerin karanlıklara karışması için O'nun nuru gecelerce yayılır tüm dünyaya. Hangi gecelerde kaç gece avuçlarını açıyorsun? İşte tam da burada o sır , azların aşina olduğu avuçlarına usul usul üflenen o sır. Hani diyor ya Vakıa Suresi 13. ve 14. ayetlerde (Dünyada iken, Allah'ı razı edecek amellerde, öne geçen mü'minler) Naîm cennetlerindedirler. Onların çoğu, önceki (ümmet) lerden, azı da sonrakilerdendir. İşte tam da ağrı burada. ![]()
Ben seni ısrarla gözlerinden tanırken ama sen beni değil. Sen hiç bir zaman ben olamazken ben taki ezelden beri sen . Her zaman seninle peşinden koştum ben gözlerimi dirilterek. Ben kendımı sen bildim, seni de azlardan bildim. Yazdıkça açıldığım sözcüklerle gelen o sakinlik ve okudukça mıh gibi yere çakıldığım o sayfalarla. Bu bir yol ve bu yolda ısrarla yürümeyi isteyen sen .
Ne kadar çok da incitmişler seni için adeta harabe, hüzünden yapılmış duvarlarla örülü. Ama her şeye rağmen minik kalbinde zırhlı duaların var. Yapmacık tedavilere muhtaç bırakan aslında yaralarını manevi kurtuluşa erdirecek olan ilim değil mi? Çok acı verse de seni ölmeye yüz tutmuş bir deriden sıyırmaya çalışan , tüm şefkati ile kucağına alan bu yolu sen istedin. Bitmesini istemediğin her gece defalarca yalvardın. Kanaat etsen de etmesende yalvardın.

