Benim adım Sidelya ( Yıldız Çiçeği) Hayallerinin peşinde bir o kadar da naif ve kırılgan. Peki cennette açan o çiçek olma hayali aynı zamanda saate bakmayı hiç sevmeyen ve hiç bir şeyin sonunu getiremeyen. Evet artık bu son dediğimde kimse inanmasın çünkü zaman hızla giderken ben gitmiyorum.Bunun ispatı da filmlerin bitiş jeneriklerine takılıp kalmamdır. Kıyısı olmayan hiç bir konuyla ilgilenmediğim gibi kendimi kıyılara vurduğum da doğrudur.
Olmadı diye vazgeçtiğim şeyler olmaz, oldurana kadar denerim. Devamlı yazarak hiç susmayarak...Kimseye benzememe konusunda verilen özelliklerimi ,ayrıcalıklarımı, kusurlarımı seviyorum. Hem zamanın içinde hem de büsbütün zamanın dışındayım. Sanırım milattan önce doğmuş olsaydım kesinlikle filozof olurdum. Her defasında yenildiğim paradoks tam olarak da bu işte. Kafdağı'nın ardındaki o ihtimallere, derin bakışlara , anlam içeren sözlere inanıyorum. Gönlümün taze bir çiçek olarak kalacağına olan inancım yaşım hurdaya çıksa bile devam edecek çünkü emanet rüyalarımın sahibini biliyorum.
İşte bu yüzden ölümden sonrasına iman ettim. Yok olmak mı ? Yanmak mı ? Bilmiyorum. Ama cennet kulaklarımda uzak bir kahkahadan ibaret...