Çocuğumuzun Gözünden Ebeveyn Olmak
Reklam
Tolga Turan

Tolga Turan

Uzman Aile Danışmanı Evlilik & İlişki Danışmanı

Çocuğumuzun Gözünden Ebeveyn Olmak

09 Kasım 2025 - 18:59

Bir çocuk, dünyaya geldiği andan itibaren yalnızca büyütülmez; aynı zamanda gözlemler, hisseder ve öğrenir. Biz ebeveynler çoğu zaman “doğruyu öğretme” telaşında, onların gözünden dünyayı görmeyi unuturuz. Oysa çocuk, bizi izleyerek hayatı çözer; konuşmalarımızdan çok sessizliklerimizi, sözlerimizden çok tonumuzu, ilgimizden çok dikkatimizi okur.
Birçok anne-baba “Ben onun iyiliği için yapıyorum.” der. Fakat çocuk için “iyilik”, her zaman bizim tanımladığımız şey değildir. Onun için en büyük iyilik, anlaşılmaktır. Sevginin biçimi değil, samimiyeti belirleyicidir. Çünkü çocuklar sözcüklerden çok duygusal iklimi hissederler. Evdeki hava sıcaksa, kalpleri güvendedir. Soğuduğunda ise, en sağlam duvarlar bile koruma sağlayamaz.
Küçük bir danışanım bir keresinde şöyle demişti: “Babam benimle konuşmuyor ama ben onun üzgün olduğunu hissediyorum.” Bu cümle, aslında birçok ailenin sessiz hikâyesidir. Çocuklar konuşulmayanı duyar, gizleneni fark eder. Biz sandığımız kadar gizemli değiliz onların gözünde. Ebeveyn olmak, güçlü görünmekten çok, duygusal olarak ulaşılabilir olmaktır.
Modern dünyada anne-babalık “mükemmel olma” yarışına dönüştü. Sosyal medyada “ideal ebeveynlik” örnekleriyle karşılaşan birçok aile, kendi eksiklerini büyütüyor. Oysa çocuklar mükemmel ebeveyn istemez; gerçek ebeveyn ister. Yanıldığında özür dileyen, korktuğunda yanında olan, bazen sessiz kalıp sadece sarılan bir ebeveyn… Çünkü çocuklar için güven duygusu, büyük sözlerle değil, küçük temaslarla inşa edilir.
Bir ebeveynin “Ben seni dinliyorum.” demesi önemlidir; ama çocuğun “Beni gerçekten duyuyor.” demesi her şeydir. Dinlemek kulakla, duymak kalple olur. Biz çocuğumuzu ne kadar duyuyoruz? Onun sessizliğini, suskunluğunun ardındaki duyguyu ne kadar okuyabiliyoruz?
Ebeveynliğin özü, çocuğa şekil vermek değil, onun iç dünyasına alan açmaktır. Çocuğun duygularını bastırmadan, yönlendirerek büyütmek; onu korumaktan çok güçlendirmektir. Çünkü bir çocuğu aşırı korumak, ona güvenmemektir. Güven duygusunu en çok, serbest bıraktığımızda öğretebiliriz.
Evdeki her tartışma, her sarılma, her bakış, çocuğun gelecekteki ilişkilerine atılmış bir tohumdur. Biz bugün nasıl konuşuyorsak, o yarın öyle sevecektir. Biz nasıl susuyorsak, o da öyle saklanacaktır. Çocuğumuzun gözünden ebeveyn olmak, bu farkındalığı taşımakla başlar:
Çocuklar bizim söylediklerimizi değil, yaşadıklarımızı öğrenir.
Gelin, bugün çocuklarımızın gözünden kendimize bakalım.
Bizi nasıl görüyorlar?
Korkulan biri mi, güvenilen biri mi?
Yargılayan mı, anlayan mı?
Yanında susulan mı, içinde konuşulan mı?
Eğer bir çocuk “Annem babam beni anlıyor.” diyebiliyorsa, o evde sevgi görev değil, yaşam biçimi haline gelmiştir. Ve böyle bir evde büyüyen çocuk, geleceğe umutla yürür. Çünkü her şeyden önce kendini değerli hisseder.
Ebeveynlik, bir ömür süren bir aynaya bakma sürecidir. Her davranışımız, o aynada yankılanır. Çocuğumuzun gözünden ebeveyn olmak, o aynaya dürüstçe bakabilmektir. Çünkü bazen en büyük değişim, çocuğumuzu değil, kendimizi anlamakla başlar.
 
 

Bu yazı 19 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar