ÇOCUK İÇİN EVLİLİĞE KATLANILMAZ
Reklam
Tolga Turan

Tolga Turan

Uzman Aile Danışmanı Evlilik & İlişki Danışmanı

ÇOCUK İÇİN EVLİLİĞE KATLANILMAZ

05 Ekim 2025 - 23:26

Geçenlerde bir danışanım şöyle dedi: “Hocam, yıllardır bu evliliğe çocuklarım için katlanıyorum. Onlar büyüsün, kendi yollarını bulsun; sonra ne olursa olsun.” Yıllardır duyduğum bu cümle, aslında toplumdaki yaygın bir yanılgıyı gösteriyor. Katlanmak… Ne ağır bir kelime. Katlanmak, içimize attığımız kırgınlıkların, bitmeyen tartışmaların, yorgun düşmüş ruhların adı. Ve çoğu zaman bu yük, en çok “çocukları korumak” bahanesiyle taşınıyor.
 
Oysa çocuklarımız sandığımızdan çok daha hassas gözlemcilerdir. Evin içindeki gerilimi, annenin suskunluğunu, babanın öfkesini, sofradaki sessizliği fark ederler. Biz konuşmasak bile bakışlarımızdan, ses tonumuzdan, duruşumuzdan her şeyi hissederler. Çocuk için sürdürülen bir evlilikte, aslında çocuk huzuru değil; sahte bir mutluluğu, kalın bir perdeyle örtülmüş sevgisizliği öğrenir.
 
Bir çocuk için en önemli şey, anne babasının aynı evde olması değildir; huzurlu bir ev ortamıdır. Sevginin, saygının, anlayışın olmadığı bir evde büyüyen çocuk, ileride kendi hayatında da sevgiyi öfkeyle, bağlılığı mecburiyetle, huzuru gerginlikle karıştırmaya başlar.
 
“Çocuk için sabrediyorum” diyen anne baba, aslında çocuğa en ağır yükü bırakır. Çünkü o çocuk, anne babasının mutsuzluğunu sırtında taşır. Katlanılan evliliklerde çocuk, ileride kendi ilişkilerinde “mutsuzluğa sabretmenin” normal olduğunu zanneder. Oysa çocuklarımızın görmesi gereken, sevgiyle yürütülen sağlıklı ilişkiler ve gerekirse huzurlu ayrılıklardır.
 
Evet, hiçbir evlilik kusursuz değildir. Anlaşmazlıklar olur, tartışmalar yaşanır. Ama sorunların çözülemediği, sevginin tükendiği, saygının kaybolduğu evliliklerde sırf “çocuklar için” devam etmek, çocuğu korumak değil; onu kırılganlaştırmaktır.
 
Bugün birçok aile hâlâ “el âlem ne der” kaygısıyla mutsuzluğu sürdürmeye çalışıyor. Oysa toplum olarak artık şunu anlamalıyız: Çocuk için evliliğe katlanılmaz. Çocuğa bırakılacak en değerli miras; huzurlu bir anne, mutlu bir baba ve güven dolu bir ortamdır.
 
Katlanmak zincirdir. Evlilik zincir değil, özgürce yürünecek bir yolda yoldaşlıktır. Eğer yol tükenmişse, cesurca karar vermek gerekir. Çünkü çocuklarımızın ihtiyacı, “bir arada duran” ebeveynler değil; huzurlu bireylerdir.
 
Unutmayalım, çocuklarımız sözlerimizi değil, hayatlarımızı örnek alır. Onlara öğreteceğimiz en kıymetli şey, kendine saygılı, sevgiyi hak eden ve huzuru arayan bireyler olmaktır. Çocuk için değil, çocukla birlikte mutlu olabileceğimiz bir hayat için yaşamalıyız.
 
Ve son olarak okuyucuya sesleniyorum:
Eğer kendi evliliğinizde sevgi, huzur ve saygı kalmamışsa; korkmayın, vazgeçin. Çocuğunuz için değil, çocuğunuzla birlikte gerçek bir yaşam inşa etmek için cesaret gösterin. Çünkü çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras; sevgiyle örülmüş, huzur dolu yarınlardır.
 

Bu yazı 654 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar